🐭 Mondros Ateşkes Anlaşmasından Sonra Yapılan Işgalleri Gösteren Harita
30Ekim 1918 Tarihinde, Osmanlı koşulsuz ateşkes ilan etti ve Mondros ateşkes antlaşmasını imzaladı. Kemalistlere göre: 13 Kasım 1918 İstanbul’un işgali ve Mustafa Kemal’in İstanbul’a gelişi. İşgalci gemilerin arasından geçiyor ve doğruca, Pera Palas oteline gidiyor. Boğazdaki gemilerin hiçbiri de işgalci gemiler
Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti'nin kurulma fikrinin Mondros Ateşkes Anlaşmasından hemen sonra ortaya çıktığını söylemek doğru olur. Zira, Mondros Mütarekesi'ne istinaden ordunun büyük bir kısmı terhis edilince cepheden Antalya'ya geri dönen yedek subaylar bölgelerinde hak ve çıkarları korumak için şehirde birlik ve beraberlik
BöylelikleMilli Mücadele lehinde ve aleyhinde faaliyetlerde bulunan farklı cemiyetler kurulmuştur. Kurulan bu cemiyetler farklı kişi ve gruplarca kurulmuş olmakla birlikte amaç ve faaliyetleri yönünden de farklı olarak sınıflandırılmaktadırlar. Şimdi sırasıyla Milli Mücadele aleyhinde kurulan cemiyetleri ayrı başlıklar
1Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz. (Topyekun mücadele hedeflenmiştir.Ne Karadeniz İllerinde Pontus Rum Devleti nede Doğu İllerinde Ermeni Devleti kurulmasına fırsat verilmeyeceği amaçlanmıştır.Türklerin yaşadığı toprakların bir bütün olduğu amaçlanmıştır.) 2-Her türlü işgal ve müdahaleye
ingilizlerosmanlı hükümeti ile limmi adasının mondros limanında ateşkes antlaşması görüşmeleri yapacağını ve anlaşma devletleri adına ingiliz amirali amirall calthorpe'nin yetkili olduğunu bildirmiştir. bunun üzerine de denizcilik bakanı rauf orbay ve başkanlığındaki kurul derhal mondros 'a gönderilmiştir. osmanlı delegeleri wilson ilkeleri doğrultusunda da ortak
Aşağıdaki haritada Mondros ateşkes antlaşmasından sonra işgal edilen yerleri görebilirsiniz. Mondros ateşkes antlaşmasından sonra işgal edilen yerler. Önceki Makale Her gün 40 dakika yürüyüş yapan hasan bey bir ayda kaç saat yürüyüş yapmış olabilir.
51. Mondros Ateşkes Antlaşmasi imzalandiktan sonra Osmanlı Devleti’nin durumu neydi? a)Osmanlı Devleti İtilaf devletlerine karşı mücadele ediyordu. b)Osmanlık Devleti İtilaf devletlerine karşı koyabilecek azim ve kararlılıkta değildi. c)Osmanlı Devleti İtilaf devletlerine karşı Türk milletini bir araya topladı.
fWYh.
Sosyal Bilgiler » Eski Forum » Eski Konular » Genel Tartışma » Savaşı » Topic MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA DAYANILARAK YAPILAN İŞGALLER Topic MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA DAYANILARAK YAPILAN İŞGALLER Read 120361 times MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA DAYANILARAK YAPILAN İŞGALLER 30 ekim 1918’de imzalanan ateşkesten hemen sonra itilaf devletleri savaş sırasında imzaladıkları gizli antlaşmaları kısmen uygulayarak işgallere başladılarİngiltereMusul İskenderun Urfa Antep Maraş Kars Batum’u tamamen işgal ve Kars’ı işgal etmesinin nedeni Kafkaslardaki petrol yataklarının denetimini elinde tutmak ve Doğu Anadolu’da kurulması düşünülen Ermenistan devletine zemin yılındaki Paris Konferansında alınan kararlara uyarak işgal etmiş olduğu Urfa Antep ve Maraş’ı daha sonra Fransızlara İngiltere Afyon Eskişehir İzmit Samsun ve Merzifon’a da asker göndermiş ve buralarda denetimi sağlamaya Ateşkes antlaşmasından sonra ilk işgal edilen Dörtyol Adana çevresi ile İngiltere’den devraldığı Urfa Antep Maraş bölgesini işgal Doğu Trakya’daki tren istasyonları ile Afyon tren istasyonunu işgal Kuşadası Marmaris Fethiye Konya Antalya çevresini işgal Barış Konferansında alınan kararlar uyarınca 15 Mayıs 1919’da İtilaf devletlerinin gözetiminde İzmir’i işgal sonra da Afyon ve Bursa yönüne doğru işgallerini itilaf Devletleri donanması da 13 Kasım 1918 de İstanbul boğazına demirleyerek şehir fiilen işgal etmişlerdir. İtilaf devletlerinin bu işgalleri yurt içinde bazı azınlıklara cesaret Karadenizdeki Rumlar ile savaşında Rus ordusuyla Doğu ana doluya gelmiş olan Ermeniler isyan ederek bulundukları bölgede bağımsız devletler kurmayı amaçlamışlardır. Ayrıca Fransızların işgali altındaki Güney Doğuana doludaki Ermenilerde ayaklanarak Müslüman halka karşı büyük bir saldırıya başlamışlardır. Azınlıkları bu isyanları yine azınlıkların kurmuş olduğu çeşitli cemiyetler tarafından yönlendiriliyor,İtilaf devletleri tarafından da cemiyetlerin yıkıcı faaliyetlerine karşı vatanseverler tarafından “direniş cemiyetleri” azınlık cemiyetlerinin sistemli çalışmalarına karşı koymak için çeşitli yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır. Sonuç olarak Osmanlı Devleti fiilen çökmüş hukuki varlığı da galip devletlerin arzu ve isteklerine bağlı kalmıştı. Logged . Logged Sosyal Bilgiler » Eski Forum » Eski Konular » Genel Tartışma » Savaşı » Topic MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA DAYANILARAK YAPILAN İŞGALLER
30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması içerdiği hükümler bakımından bir ateşkes antlaşmasından öteydi. Mütarekenin 7. ve 24. maddesi ile işgallere kılıf hazırlayan itilaf devletleri niyetlerini açık etmekteydi. İtilaf devletleri artık istedikleri yeri işgal edebilirlerdi. OKUMA TAVSİYESİ Mondros Ateşkes Antlaşması, İzmir’in İşgali ve Cemiyetler İçindekiler1 Mondros Ateşkes Antlaşmasından Sonra İşgal Edilen Yerler ve İşgal Eden Devletler2 Mondrostan Sonra İlk İşgal Edilen Yerler3 Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngiltere’nin işgal ettiği yerler4 Mondros’tan sonra Fransa’nın işgal ettiği yerler5 Mondros’tan sonra İtalya’nın işgal ettiği yerler 6 Sonuç Mondros Ateşkes Antlaşmasından Sonra İşgal Edilen Yerler ve İşgal Eden Devletler Elbette ki işgallere kılıf hazırlayan itilaf devletleri Mondros’un diğer maddeleri ile Osmanlı Devleti’nin ve Türk halkının elini kolunu bağlamayı da ihmal etmemişti. Ordular terhis edilmeye, silah ve haberleşme araçlarına el konmaya başlanmıştı. Bu işgallerin çoğu 1. Dünya Savaşı öncesinde/esnasında İtilaf devletlerinin kendi aralarında yaptığı gizli antlaşmalar ile planlanmıştı. Mondrostan Sonra İlk İşgal Edilen Yerler Çok uzatma Hocam bana cevap lazım diyen arkadaşım aşağıda ki tablo senin için Mondros Ateşkes Antlaşmasından Sonra İşgal Edilen Yerler ve İşgal Eden Devletler Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngiltere’nin işgal ettiği yerler Mondros’tan sonra ilk işgal edilen yer Musul’dur. 3 Kasım 1918 Kendileri için kritik yer olan Boğazları kontrol altına aldılar. Urfa, Maraş, Antep’i işgal ettiler daha sonra buraları Fransızlara devrettiler. Batum. İzmit, Eskişehir, Afyon, Samsun ve Merzifon gibi kritik noktalara da asker çıkardılar. İstanbul 13 Kasım 1918’de itilaf devletleri tarafından işgal edildi. Bu işgal resmi işgal değildir. Resmi işgal 16 Mart 1920’de gerçekleşecektir. Mondros’tan sonra Fransa’nın işgal ettiği yerler Fransızlar Adana, Dörtyol, Mersin, Urfa, Maraş, Antep’i işgal ettiler. Urfa, Maraş, Antep önce İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Mondros’tan sonra İtalya’nın işgal ettiği yerler Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İtalyanlar Antalya, Kuşadası, Bodrum, Marmaris ve Konya’yı işgal ettiler. İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya Yunanlılar, Doğu Anadolu Ermeniler tarafından işgal edildi. Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası İşgal Edilen Yerler Haritası Sonuç Yapılan bu işgaller uluslararası hukuka ve Wilson ilkelerine aykırıdır. Wilson, Yenen devletler yenilen devletlerden toprak almayacaktır.’ demişti. Burada yapılan işgaller Wilson ilkelerine açıkça aykırı düşmüştür. İşgallerde dikkat çeken bir diğer husus ise gizli antlaşmalar ile işgallerin %100 uyuşmamasıdır. Bu durumun sebepleri arasında Rusya’nın savaştan çekilmesi ve özellikle İngiltere’nin çıkarlarını koruma çabası İtalya’dansa güçsüz Yunanistan’ı tercih etmesi gösterilebilir. Türk halkı İtilaf devletlerinin tüm çabalarına rağmen işgaller karşısında sessiz kalmayacak, mitingler, cemiyetler, kuvayı milliye ve en nihayetinde Mustafa Kemal önderliğinde bu boyunduruktan kurtulacaktır. Site Dışı Tavsiye Mondros Ateşkes Antlaşması’nın Metni K
Mondros Ateşkes Anlaşması Dört yıl süren uzun ve yorucu bir savaş sonunda ateşkes anlaşmasını görüşmek üzere Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Orbay Bey, Reşat Hikmet ve Sadullah Beyler’den oluşan heyet görevlendirilmiştir. Heyet, 26 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondros Limanı’na gelerek 27 Ekim’de İngilizlerin Agamemnon zırhlısında, İngiltere Hükûmeti tarafından ateşkes imzalamaya yetkili kılınan Amiral Caltrophe ile görüşmelere başlamıştır. 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmıştır. İtilaf devletleri adına İngiltere bu anlaşmaya imza koymuştur. Mondros Ateşkes Anlaşması’nın Maddeleri Son derece ağır şartlar içeren Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti’nin egemenlik hakları tamamen ortadan kaldırılıyor, Devlet; siyasi, askeri, hukuki ve ekonomik olarak tam anlamıyla İtilaf devletlerinin vesayeti altına giriyordu. Ordu terhis ediliyor, silah ve mühimmat başta olmak üzere bütün askerî malzeme teslim ediliyordu. Bütün ulaşım hatları, demir yolları, boğazlar, limanlar, posta ve telgraf haberleşme sistemi, yer altı ve yer üstü ekonomik kaynaklar İtilaf devletlerine teslim ediliyor, özellikle 7’nci madde hükümleri doğrultusunda ülkenin herhangi bir bölgesinin kolayca işgal edilebilmesinin yolu açılıyordu. Ateşkes Anlaşması metninde yer alan hükümleri sıralamak gerekirse ağırlıklı olarak askerî hükümler yer alıyordu. Özetle Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve buralardaki istihkamlar İtilaf devletleri tarafından işgal edilecektir. Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması dışında, Osmanlı ordusu derhal terhis olunacak ve orduya ait taşıt, silah, araç ve gereç İtilaf devletlerine teslim edilecektir. Donanma teslim olacak ve İtilaf devletlerinin gösterecekleri limanlar da göz altında bulundurulacaktı. Toros tünelleri İtilaf devletlerince işgal olunacaktı. Hükûmet haberleşmesi dışında bütün telsiz, telgraf ve kabloların denetimi ile demir yollarının kontrolü İtilâf devletlerince yapılacaktı. Doğudaki altı ilde vilayet-i sitte Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis bir karışıklık olursa, bu vilayetlerin her hangi bir kısmını İtilaf devletleri işgal hakkına sahip olacaklardı. İtilaf devletleri kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması hâlinde buralardaki stratejik noktaları işgal edebileceklerdi. Nitekim Osmanlı heyeti, Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imza ederken, Boğazlar hariç olmak üzere, Osmanlı topraklarının işgal edilmeyeceğine ve ateşkesin imza tarihindeki ileri hatlarımızın “mütareke hattı yani ülke sınırı” olarak kabul edileceğini ümit ediyordu. Diğer taraftan ateşkesi, iki ordu arasındaki çatışma ve düşmanlıklara son veren bir mukavele sayıyordu. Ateşkes anlaşmasını imzalayan Osmanlı heyetinin yorumlarına göre İstanbul, İzmir, Musul, İskenderun, Adana, Antep, Maraş ve Urfa’nın işgalleri asla düşünülemezdi. Batum, Kars, Ardahan’ın boşaltılabilmesi ise kayıt ve şarta bağlanmıştı. Osmanlı idarecilerindeki bu inanç ve kanaate rağmen, İtilaf devletleri, ateşkes anlaşmasını -özellikle yedinci madde- gerekçe göstererek 1 Kasım 1918’den itibaren Musul, İskenderun ile İstanbul ve Çanakkale Boğazları ve daha sonra Trakya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerini işgal ettiler. 13 Kasım 1918’de müttefik donanması İstanbul önlerine demirledi. Mondros Ateşkes Anlaşması’nın Uygulamaya Konulması Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7’nci maddesi İtilaf devletlerine istedikleri bölgeleri işgal etme hakkını tanıyan hükümleri içinde barındırıyordu. Bu maddeye dayanarak işgalci devletler istedikleri stratejik noktaları ele geçirebileceklerdi. Ateşkes anlaşmasının Türkçe metninde olmamasına rağmen, İngilizce metninde doğudaki altı il için Ermeni vilayetleri diye bahsedilmesi ise son derece düşündürücü idi. Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasının ardından, Osmanlı Devleti, ordu komutanlıklarını kaldırdığını, askeri terhis edeceğini, ordunun bütün silâh ve teçhizatını teslim edeceğini taahhüt etti. Elde sadece kişilik bir jandarma kuvveti bırakılacaktı. Ateşkes anlaşmasının uygulamaya konulması için 31 Ekim 1918 tarihinde bütün ordu komutanlıkları ile vilayetlere yazılar yazıldı. Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere bir kısım komutanlar ateşkesin bu ağır hükümlerini uygulamak istemediler. Ateşkes anlaşmasına gösterilen tepkiler, ordu komutanlıklarının tamamen ortadan kaldırılmasına neden olduğu gibi onların merkeze İstanbul’a çağrılmasıyla sonuçlandı. O dönemle ilgili yazılan eserlere bakıldığında İstanbul’da görünen manzara ise şöyledir “230;Çileli savaş yılları İstanbul’u yiyip bitirmiştir. Harbe giden ve harpten dönebilen İstanbullu, şehrinde, semtinde ve evinde ancak açlık, perişanlık, işsizlik ve bunların tesiri altında bütün o eski geleneklerinin çözülüşünü görmüştür. Analar, babalar çökmüştür. Sandıklar, kilerler boşalmıştır. İnsanlar, hayatın sillesi altında tanınmayacak bir hâle gelmişlerdir. İşgal ise kocaman bir haysiyet yarası gibi bütün İstanbul’u gittikçe irinleşen pıhtılarıyla sarmaktadır. Dullar, harp sakatları, sokaklarda aç dolaşan terhis edilmiş askerler, hâlâ siperlerde lime lime elbiseleriyle dolaşan eski yedek subaylar, işsiz güçsüz ne yapacağını, nereye gönderileceğini bilemeyen subaylar, İstanbul sokaklarını tıklım tıklım doldurmuştur.” Kısacası başkent bu sırada, terhis edilmiş askerler, yerinden yurdundan koparılmış göçmenlerle doludur. Üstüne üstlük Rusya’daki Bolşevik devrimin ardından İstanbul’a gelen on binlerce Rus mülteci ise başkentteki nüfus yoğunluğunu daha da artırmaktadır. İstanbul’daki bu manzara, hemen hemen diğer şehirlerde de aynı şekilde kendini gösteriyordu. Bu sırada İngilizler; Musul, Urfa civarını, Fransızlar Adana, Antep, Maraş taraflarını, İtalyanlar Antalya-Isparta-Muğla taraflarını işgal ettiler. Boğazların kontrolü işgal güçlerinin eline geçerken, Yunanlar da İzmir’i işgal için gerekli hazırlıklara giriştiler. Ülkenin stratejik noktalarının yer yer işgal edilmesi, kimi bölgelerde halkın mukavemet için örgütlenmesine, işgalcilere karşı fiilî tepkiler göstermesine neden olmuştur. Ateşkes anlaşmasının imzalandığı dönemde mütareke dönemi zararlı faaliyetlerde bulunan cemiyetlere karşı mücadele etmek üzere kurulan millî cemiyetler de vardı. Bunlar Anadolu ve Trakya’da bağımsızlık için mücadeleyi örgütlemekte idiler. Bu cemiyetlerin genel adı ise Müdafaa-ı Hukuk-u Milliye Cemiyeti Millî Hakları Savunma Cemiyeti idi. Müdafaa-ı Hukuk cemiyetleri, Türklerin millet olarak bağımsız bir devlet kurarak yaşama hakkını savunuyordu. Bu cemiyetlerin tüm Anadolu’daki vilayet ve şehirlerde merkezleri de açılmıştır. Fevzi Çakmak, o dönemi anlatırken, “Eğer Mondros Mütarekesi’ni takip eden aylarda bir tayyareden Anadolu’ya bakarsanız, yer yer yanan ateşler görülecektir. Bunlar ışıldayan çoban ateşleridir. Bu ateşleri birleştirecek bir alev lazımdır. İşte onu Mustafa Kemal’in meşalesi temin etti.” diye yorumlamaktadır. Fevzi Çakmak’ın dediği gibi millî cemiyetleri Sivas Kongresi sırasında Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk-u Milliye Cemiyeti adı altında birleştirmiştir. Böylece Mustafa Kemal Paşa tarafından Türk milleti tek bir amaç için kenetlenmiş; millî, tam bağımsız bir Türk Devleti kurmak amacıyla birleşmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Mütareke Karşısındaki Tutum ve Davranışları Mustafa Kemal Paşa, İtilaf devletleri donanmalarına ait savaş gemilerinin 13 Kasım 1918’de İstanbul’a girdikleri gün İstanbul’a gelmiştir. Anadolu yakasından işgal donanması arasında Avrupa yakasına geçerken “Geldikleri gibi giderler!” diyerek bu durum karşısındaki tepkisini dile getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa ateşkes anlaşmasını da şu sözleriyle yorumlamıştır “Osmanlı Hükûmeti bu ateşkesle kendini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeye muvafakat etmiştir. Yalnız buna uymakla kalmamış, düşmanların memleketi istilası için onlara yardımı da vaat etmiştir. Bu ateşkes olduğu gibi uygulandığı takdirde, memleketin baştan sona kadar işgal ve istilaya maruz kalacağı şüphesizdir.” Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde ülkenin siyasi yollardan kurtarılması amacıyla birtakım girişimlerde bulunmuştur. Dönemin önde gelen siyasileri ile görüşmüş; hatta bir ara kurulması düşünülen hükümette Harbiye Nazırı olabilmek için çaba göstermiştir. Fakat bu konuda bir netice elde edememiştir. Diğer taraftan Minber Gazetesi’ni çıkararak basın yoluyla faaliyetlerde bulunmuştur. Bu arada, yakın silah arkadaşları ile de Şişli’deki evinde sık sık bir araya gelerek ülkenin kurtuluşu için çareler aramıştır Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da yaklaşık 6 ay kadar kalmıştır. Bu süre zarfında İstanbul’daki girişimleri pek sonuç vermeyince, o sırada teşkil edilmiş olan ordu müfettişlikleri için ismi geçmeye başlamıştır. Dönemin siyasi ve askerî makamları tarafından teşkili düşünülen ordu müfettişlikleri geniş askerî ve mülki yetkilerle donatılmıştı. Müfettişliklerin görevleri bulundukları bölgelerde asayişi sağlamak, Mondros Ateşkes Anlaşması hükümleri gereği silah, cephane vs. teçhizatı toplayıp merkeze göndermek, ortaya çıkan hükûmet karşıtı hareketlere son vermek şeklinde belirlenmişti. Harbiye Nazırlığı tarafından teşkil edilen üç ordu müfettişliğinden, 9’uncu Ordu Kıtaları Müfettişliği Mustafa Kemal Paşa’ya verilmiştir. İstanbul’da askerî ve mülki yetkililerle görüşen Mustafa Kemal Paşa, hemen harekete geçmiş müfettişlik görev bölgesi hakkında gerekli bilgileri toplamıştır. Bu gelişmeler Anadolu’da gerçekleştirmeyi düşündüğü kurtuluş mücadelesi için önemli bir fırsat yaratmıştır.
Efendiler, Mondros Ateşkes Anlaşması'ndan sonra, düşman devletler tarafından Türkiye'ye dört defa barış şartları teklif edilmiştir. Bunların birincisi, Sévres taslağıdır. Bu taslak hiçbir görüşmenin ürünü olmayıp İtilâf Devletleri tarafından Yunan Başvekili Mösyö Venizelos'unda katılmasıyla düzenlenmiş ve Vahdettin'in hükûmeti tarafından 10 Ağustos 1920'de imza taslak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce tartışılmaya değer bile barış teklifleri, Birinci İnönü Muharebesi'nden sonra toplanan Londra Konferansı'nın sonunda 12 Mart 1921 tarihinde yapılmıştır. Bu teklifler Sévres Antlaşması'na bazı değişiklikler getiriyor ise de, üzerinde durulmamış olan meselelerde Sévres taslağındaki maddelerin olduğu gibi bırakıldığını kabul etmek teklifler, bizce tartışmaya yol açmadan İkinci İnönü Muharebesi'nin başlamasıyla sonuçsuz barış teklifleri, 22 Mart 1922'de, yani Sakarya zaferinden ve Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'ndan sonra ve yakında yeni bir taarruzumuzun beklendiği sıralarda, Paris'te toplanan İtilâf Devletleri Dışişleri Bakanları tarafından yapılmıştır. Bu tekliflerde, artık işe Sévres taslağını temel olarak ele alma usulünden vazgeçilmiş ise de, ana çizgileri ile millî gayemizi gerçekleştirmekten uzaktı. Dördüncü teklif Lozan Antlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanan Devletleri'nce Türkiye'ye kabul ettirilmesi düşünülen esaslar ile Milli Mücadele sayesinde ulaşılan sonucu açıkça gözler önüne serebilmek için, bu dört türlü teklif arasında en önemli noktaları içine alacak şekilde kısa bir karşılaştırma yapmayı yararlı SINIRLARa Trakya sınırıSévres'de Çatalca hattından biraz ileride bulunan Podima-Kalikratya 1921 teklifinde Söz konusu 1922 teklifinde Tekirdağ bize, Babaeski Kırkkilise 204 ve Edirne Yunanlılara kalacak şekilde bir Karaağaç da bizde olmak üzere Meriç İzmir bölgesiSévres taslağında Bu bölgenin sınırları Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesine azçok yakın yerlerden bölge, Türk hâkimiyetinde kalacak, fakat Türkiye, bu hâkimiyetini kullanma hakkını Yunanistan'a devredecek. Türk hâkimiyetinin belirtisi olarak, İzmir şehrinin dış istihkâmlarından birinde Türk bayrağı bulunacak. Bir bölge meclisi toplanacak ve beş yıl sonra bu meclis, bu bölgenin sürekli olarak Yunanistan'a katılmasına karar 1921 teklifinde İzmir şehri Türk hâkimiyetinde kalacak, İzmir şehrinde bir Yunan kuvveti bulunacak ve İzmir bölgesinin geri kalan yerlerinde, çeşitli unsurların nüfus oranlarına göre oluşturulacak bir jandarma birliği görev alacak ve buna İtilâf Devletleri'nin subayları komuta işlerinde de yine aynı nüfus oranı göz önünde bulundurulacak, bölgenin Milletler Cemiyeti'nce tayin edilecek bir Hristiyan valisi olacak, bunun yanında seçim yoluyla kurulmuş bir meclis ile bir danışma kurulu bulunacak. Valilikçe, Türkiye'ye gelir artışına göre ayarlanacak bir vergi konacak; bu anlaşma beş yıl süre ile geçerli olup iki taraftan birinin isteği üzerine Milletler Cemiyeti'nce değişikliğe 1922 teklifinde Bütün Anadolu ve dolayısıyla İzmir de bize geri verilecek yolunda aldatıcı bir vaat. İzmir Rumları'nın yönetime adaletli bir şekilde katılmasını sağlamak için ve aynı hakkın Yunanistan'da kalacak Edirne Türklerine de verilmesi şartıyla bir usul tespiti konusunda İtilâf Devletleri, Türkiye ve Yunanistan ile Elbette bu gibi meseleler söz konusu bile Suriye sınırıSévres'de Akdeniz kıyısında aşağı yukarı Karataş burnundan başlayarak Osmaniye, Bahçe, Gaziantep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin'i epey güneyde ve Suriye topraklarında bırakan bir 1921'de Aşağı yukarı şimdiki sınır olmak üzere Fransızlarla ayrıca bir anlaşma 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması'ndaki sınır olduğu gibi Irak sınırıSévres'de İmadiye bizde kalmak şartıyla, Musul ilinin kuzey 1921 teklifinde Söz konusu 1922 teklifinde Söz konusu Çözümü daha sonraya Kafkas sınırıSévres'de Türk-Ermeni sınırının tayini Amerika Cumhurbaşkanı Wilson'a bırakılmıştır. Wilson, sınır olarak Karadeniz kıyısında Giresun'un doğusundan başlayan, Erzincan'ın batı ve güneyinden, Elmalı, Bitlis ve Van Gölü'nün güneyinden geçen ve birçok noktada Birinci Dünya Savaşı'ndaki Türk - Rus Cephesini izleyen bir hattı 1921 teklifinde Milletler Cemiyeti bir Ermeni yurdu kurulması için doğu illerinden Ermenistan'a bırakılacak toprakların tespiti için bir komisyon kuracak, Türkiye bu komisyonun kararını kabul Bu konu ortadan Boğazlar bölgesiSévres'de Rumeli'nin Türkiye'de kalan bütün Adalar Denizi üzerinde aşağı yukarı İzmir bölgesinin sınırından başlayarak Manyas Gölü'nün güneyine, Bursa'nın ve İznik'in biraz kuzeyinden ve Sapanca Gölü'nün batı ucundan Ahabadr 205 deresinin göle döküldüğü yere kadar uzanan bir hatla sınırlandırılmış bölge. Bu bölgelerde asker bulundurmak ve askerî harekâtta bulunmak hakkı yalnız İtilâf Devletleri'ne aittir. Bu bölgedeki Türk jandarması da İtilâf Devletleri'nin komutası altında Devletleri, bu bölge içinde, askerî maksatlarla kullanılabilecek yol ve demiryolu yapımını yasaklayabileceği gibi, yapılmış olan yollardan bu gayeyle kullanılacak olanları da tahrip 1921 teklifinde Çanakkale güneyinde Bozcaada 206 karşısından Karabiga'ya çekilen hattın kuzeyi ile Boğaziçi'nin her iki yakasında 25 kilometrelik bir boğazına hâkim olan her iki tarafındaki Devletleri yalnız Yunanistan'a kalacak olan Gelibolu ve bize kalacak olan Çanakkale'de asker bulunduracak böylece, İstanbul'u ve İzmit yarımadasını boşaltacak, Türkiye'nin İstanbul'da asker bulundurmasına ve Anadolu'dan Rumeli'ye ve Rumeli'den Anadolu'ya asker geçirmesine izin 1922 teklifinde Çanakkale'nin güneyinde Erdek yarımadası dışarıda kalmak üzere Çanakkale sancağı. Boğaziçinin güneyinde o zaman tarafsız sayılan bölge, yani aşağı yukarı İzmit yarımadası askersiz bölge İtilâf Devletleri'nin işgal kuvvetleri Gelibolu yarımadası ile Kumbağı, Baklaburnu hattının güney-doğusu, Çanakkale bölgesinde kıyıdan yirmi kilometrelik bir yer ve Boğaziçi'nin iki yakasında kıyıdan on beş kilometrelik birer bölge ve Marmara'da da İmralı dışındaki adalarla İmroz ve Bozcaada askerden arınmış bir duruma yerde İtilâf Devletleri'nin işgal kuvvetleri KÜRDİSTANSévres'de Fırat'ın doğusunda ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan bölge için İtilâf Devletleri temsilcilerinden kurulacak bir komisyon özerk bir yönetim şekli imzalanmasından bir yıl sonra bu bölgenin Kürt halkı Milletler Cemiyeti Meclisi'ne başvurarak Kürtlerin çoğunluğunun Türkiye'den ayrı bağımsız bir devlet kurmak istediklerini ispat ederse ve Meclis de bunu kabul ederse, Türkiye bu bölgedeki her türlü haklarından 1921 teklifinde İtilâf Devletleri, şimdiki durumu gözönünde tutarak, bu konuda Sévres taslağında değişiklik yapılmasını dikkate alma eğilimindedir. Şu şartla ki, özerk yönetilen bölgelerle Kürt ve Asurî - Geldanî çıkarlarının yeterince korunması için tarafımızdan kolaylıklar 1922 teklifinde Söz konusu Elbette söz konusu İKTİSADÎ NÜFUZ BÖLGELERİSévres Antlaşması'ndan sonra İtilâf Devletleri'nin aralarında imza ettikleri üçlü anlaşmaya 207 görea Fransız nüfuz bölgesiSuriye sınırıyla aşağı yukarı Adana ilinin batı ve kuzey sınırı, Kayseri ile Sivas'ın kuzeyinden geçen ve Muş'u dışarıda bırakarak bu kasabaya yaklaştıktan sonra Cizre'ye giden bir hattın içinde kalan İtalyan nüfuz bölgesiİzmit yarımadasından çıktıktan sonra Afyonkarasihar'a kadar Anadolu demiryolu hattı ve oradan Kayseri yakınlarında Erciyas dağı yöresine kadar giden hatla İzmir bölgesi, Adalar Denizi, Akdeniz ve Fransız bölgesi arasında kalan 1921'de Bekir Sami Bey ile Fransız ve İtalyan Dışişleri Bakanları arasında imza olunup hükûmetçe reddedilen anlaşmalara görea Fransız nüfuz bölgesiO sırada Fransız işgali altında bulunan yerlerle Sivas, Elâzığ ve Diyarbakır İtalyan nüfuz bölgesiAntalya, Burdur, Muğla, Isparta sancaklarıyla Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın ve Konya sancaklarının daha sonra tayin edilecek 1922 teklifinde Söz konusu edilmemiştir. Lozan'da Söz konusu İSTANBULSévres'de Antlaşma samimiyetle uygulanmadığı takdirde İstanbul da bizden 1921 teklifinde Bu tehdidin kalkacağı, Türkiye'nin İstanbul'da asker bulundurabileceği ve Boğaziçi'nin çevresindeki askerden arınmış bölgeden askerî kuvvet geçirilmesine izin verileceği 1922 teklifinde İstanbul'dan çıkarılacağımız tehdidinin kaldırılacağı ve İstanbul'da bulundurulabilecek Türk kuvvetinin arttırılacağı vaad Söz konusu VATANDAŞLIKSévres'de Gerek Yunanistan da dâhil olmak üzere İtilâf Devletleri'nden gerek yeni kurulan devletlerden birinin Ermenistan vatandaşlığına girmek isteyen Türk uyruklulardan hiç kimseye Türk Hükûmeti'nce engel olunmayacak ve bunların yeni vatandaşlığı kabul 1921 teklifinde Söz konusu 1922 teklifinde Söz konusu Antlaşmasında Söz konusu görüşmeler sırasında, İtilâf Devletleri, bir kimsenin vatandaşlığını tayin hususunda, Türkiye'deki yabancı elçilik ve konsoloslukların verecekleri belgelerin yeterli sayılmasını istemişlerdi. Bu teklif, Sévres taslağının yukarıda söz konusu olan 128'inci maddesinin yeni bir şekliydi. Hiç şüphe yok ki tarafımızdan reddedilmiştir6. ADLÎ KAPİTÜLASYONLARSévres'de İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya'nın temsil edildikleri dört üyeden kurulu bir komisyon, kapitülasyonlardan yararlanan diğer devletlerin uzmanlarıyla birlikte yeni bir usul düzenleyecek ve Osmanlı Hükûmeti'ne danıştıktan sonra bu usulü tavsiye Hükûmeti bu usulü kabul edeceğini şimdiden taahhüt 1921 teklifinde Bu komisyonda Türkiye'nin de temsil edilmesine İtilâf Devletleri razı 1922 teklifinde Aynı Kapitülasyonlarla ilgili hiçbir kayıt niteliğinde olmak üzere birkaç yabancı uzmanı beş yıl için hizmetimize almayı kabul AZINLIKLARIN KORUNMASISévres'de 1918 Ateşkes Antlaşmalarından sonra yapılan bütün antlaşmalarda yer alan hükümlerden başka, Türkiye'ye, özellikle aşağıdaki hususlar kabul ettirilmek istenmiştira Yerlerinden ayrılmış olan ve Türk olmayan bütün halkın eski yerlerine Milletler Cemiyeti'nce tayin edilecek olan hakem komisyonları vasıtasıyla bunların haklarının geri verilmesi; bu komisyonlar istedikleri takdirde, Türk olmayan halkın zarar görmüş mal ve mülklerinin onarımı için de ücretleri hükûmetçe ödenecek işçilerin sağlanması, zorla göç ettirme ve buna benzer işlerde parmağı bulunduğu, söz konusu komisyonlar tarafından iddia edilen bütün şahısların sürgün edilmesi Türk Hükûmeti, azınlıkların parlamentoda kendi nüfusları oranında temsil edilmelerini sağlayan bir seçim kanunu tasarısını, iki yıl içinde İtilâf Devletleri'ne Patrikhaneler ile bunlara benzer kuruluşlara tanınmış olan bütün imtiyazlar arttırılarak daha da sağlamlaştırılmakta ve bunların idare ettikleri okul, yetimhane konusunda ogüne kadar hükûmetin sahip olduğu sınırlı denetleme hakkı da elinden Devletleri, Milletler Cemiyeti Meclisi'nin görüşünü aldıktan sonra, bu kararların uygulanmasını sağlayacak gerekli tedbirleri tespit edecektir. Türkiye, bu konuda sonradan alınacak her tedbiri kabul edeceğini şimdiden taahhüt 1921 teklifinde Azınlıklar söz konusu edilmemiştir. Bu teklifte Sévres'de yapılacak değişiklikler yeraldığı için, bundan, adı geçen antlaşmanın azınlıklarla ilgili bölümünün değiştirilmeyeceği sonucu 1922 teklifinde Türkiye ve Yunanistan'daki azınlıklarla ilgili bir sıra tedbirin teklif edileceği ve bunların gereğince uygulanmasını kontrol için Milletler Cemiyeti'nce komiserler tayin edileceği bir sıra tedbirin neler olduğu Misak-ı Millî'mizde kabul etmiş olduğumuz üzere ve yalnız Müslüman olmayanlar için Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan bütün milletlerarası antlaşmalarda yer alan ASKERLİKLE İLGİLİ HÜKÜMLERSévres'dea Türkiye'nin silâhlı kuvvetleri şu sayıları Muhafız Birliği 700 KişiJandarma KişiJandarmayı desteklemek üzere özel birlikler KişiBu sayıya Harp Akademisi ve askerî okullar öğrencileri ile, depo birliklerinde ve çeşitli görevlerde çalışan er ve subaylar da birliklerin 15 batarya dağ topu bulunabilecek, sahra veya ağır top çeşitli bölgelere ayrılacak ve her bölgede bir jandarma birliği légion topu ve teknik araçları birlikler, kendi bölgelerinin dışında subayları arasında, sayıları geçmemek üzere yabancı subaylar bulunacaktır. Her bölgedeki yabancı subaylar aynı milletten sonra tespit edilecek olan bu bölgelerin sayısı belirtilmemiş olmakla birlikte, bunun İtilâf Devletleri'nin düşüncesine göre, en az dört olacağı, antlaşmanın bazı hükümlerinden ve özellikle bir birliğin kuvvetinin bütün birlikler kuvvetinin dörtte birini aşmayacağı yolundaki hükümden çıkarılabilir. Böylece İngiliz, Fransız ve İtalyan subaylarının birer bölgesi bulunacağı gibi, belki Yunanistan'a ve belki de ileride Ermenistan'a birer bölge verilmesi birliklerin erleriyle, jandarmalar hep paralı olup bunlar en az iki yıl askerlik yapacak ve mecburî askerlik hizmeti bölgedeki birliğe alınacak er ve çeşitli unsurların birlikte temsil edilmesine mümkün olduğu kadar dikkat kuvvetlerimiz, yedi gambot ve altı torpidoyu geçmeyecek, hiçbir uçağımız ve güdümlü balonumuz Devletleri'nin kara, deniz ve hava denetleme komisyonlarının memleketimiz içinde her türlü denetleme hakları olacaktır. Özellikle Kara Denetleme KomisyonuTürkiye'nin kullanabileceği polis, gümrükçü, orman korucusu görevlilerin sayısını tayin etme, artacak silâh ve cephanemizi teslim alma, memleketimizi bölgelere ayırma, her bölgede bulunacak jandarma ve özel birlik sayısını tespit etme, bunların hangi işlerde ve ne şekilde çalıştırıldıklarını denetleme, yabancı subayların sayılarını ve oranlarını tayin etme ve hükûmetle işbirliği yaparak yeni silâhlı kuvvetlerimizi düzenleme gibi işlerle görevli 1921 teklifindeJandarma sayısı özel birliklerin sayısı memleket içindeki dağıtım şekli, yukarıda sözü edilen İtilâf Devletleri temsilcilerinden kurulu Denetleme Komisyonu ile hükûmet arasında anlaşmaya varılarak tespit subay ve astsubay oranı arttırılacaktır. Yabancı subayların sayısı azaltılacak ve bunların birliklere dağıtılması Denetleme Komisyonu ile hükûmet arasındaki anlaşmaya göre kararlaştırılacaktır Bununla, belki de her bölgede aynı milletten yabancı subayların bulunmayacağı kastedilmiştir.Mart 1922 teklifindeParalı asker usulünün devam ettirilmesi, Jandarmanın özel birliklerin yabancı subaylara görev verilmesi Türkiye'ye tavsiye edilmekle birlikte, bu nokta şart olarak ileri Trakya ve Boğazlar'da askerden arınmış duruma getirilen bölgelerle ilgili sınırlandırmalar dışında hiçbir kayıt yoktur. Üstelik, Boğaziçi'nin iki yakasındaki askerden arınmış bölgede, asker bulundurabilme hakkını elde CEZASévres projesinde Türkiye harp sırasında harp kurallarına aykırı şekilde hareket etmiş veya Türkiye içinde zulüm yapmış, zorla sürgün etme v. b. işlere karışmış olan kimseleri, istedikleri takdirde, İtilâf Devletleri'ne Yunanistan dâhil ve Türkiye'den toprak almış devletlere Ermenistan teslim edecektir. Bu gibi kimseler, kendilerini isteyen devletin Divan-ı Harb'i tarafından yargılanıp 1921 teklifinde İtilâf Devletleri'nin teklifinde bundan söz edilmemiştir. Ancak, Bekir Sami Bey'in, İngilizlerle imza etmiş olduğu esirlerin geri verilmesi ile ilgili sözleşmede, elimizdeki bütün İngilizleri serbest bırakarak bir kısım Türkleri suçlu sayıp İngilizlerin elinde bırakmaya razı olması, Sévres taslağında yer alan önceki hükümlerin daha hafifletilmiş şeklinden başka bir şey 1922'de Bu konu üzerinde Bundan söz MALÎ HÜKÜMLERSévres'de İtilâf Devletleri, Türkiye'ye yardım olsun diye, İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden kurulu bir Maliye Komisyonu oluşturacaklar; bu komisyonda danışman olarak bir Türk komiseri komisyonun görev ve yetkileri aşağıdaki şekilde olacaktıra Türkiye'nin gelirlerini korumak ve artırmak için her türlü tedbiri Türk Meclis-i Mebusanı'na sunulacak olan bütçe, daha önce Maliye Komisyonu'na verilecek ve onun kabul ettiği şekilde Meclis'e gönderilecektir. Meclis'in yapacağı değişiklikler, ancak komisyonca uygun görülürse yürürlüğe Komisyon, malî kanun ve tüzüklerin uygulanmasını, doğrudan doğruya kendisine bağlı bulunan ve üyeleri kendisinin uygun bulacağı kimselerden seçilip tayin edilecek olan Türk Maliye Teftiş Hey'eti vasıtasıyla Düyûn-ı Umumiye 208 idaresi ve Osmanlı Bankası ile anlaşarak Türkiye'nin para işlerini düzenleyecek ve Türkiye'nin, Düyûn-ı Umumiye'ye ayrılan gelirleri dışındaki bütün gelirleri bu Maliye Komisyonu'nun emrine verilecektir. Komisyon bunlarlaÖnce, kendisine ve Türkiye'de kalacak olan İtilâf Devletleri işgal kuvvetlerine ait giderleri karşıladıktan sonra, 30 Ekim 1918 tarihinden beri İtilâf Devletleri ordularının gerek bugünkü Türkiye'de gerek Osmanlı İmparatorluğu'nun başka yerlerindeki giderlerini olarak, Türkiye yüzünden zarar görmüş olan İtilâf Devletleri uyruklularının zarar ve ziyanını ihtiyaçları bundan sonra dikkate Hükûmetçe verilecek her bir imtiyaz için Maliye Komisyonu'nun uygun bulması Bugün yürürlükte olan, bazı gelirlerin doğrudan doğruya Düyun-ı Umumiye tarafından toplanması usulü, Komisyon'un onayı ile mümkün olduğu kadar genişlemesine yaygınlaştırılacak ve bütün Türkiye'ye Maliye Komisyonu tarafından tayin veya işten çıkarılabilecek ve kendisine karşı sorumlu olacak bir genel müdürün yönetiminde 1921 teklifinde Yukarıda sözü edilen Maliye Komisyonu Türk Maliye Nâzırı'nın fahrî başkanlığı altında bulunacaktır. Komisyonda bir Türk temsilci bulunacak ve bunun, Türk maliyesi ile ilgili konularda oyu olacaktır. İtilâf Devletleri'nin malî çıkarları ile ilgili konularda ise, Türk temsilcinin yetkisi, ancak danışma niteliğinde parlamentosu, Türk Maliye Nâzırı ile Maliye Komisyonu tarafından ortaklaşa hazırlanacak olan bütçede değişiklik yapma yetkisini taşıyacaktır. Fakat bu değişiklik bütçenin denkliğini bozacak şekilde ise, bütçe onaylanmak üzere yeniden Maliye Komisyonu'na hükûmeti, imtiyazlar verme hakkını yine elde edecektir. Ancak, Türk Maliye Nâzırı bu konudaki sözleşmelerin, Türk hazinesinin çıkarlarına uygun olup olmadığını, Maliye Komisyonu ile birlikte inceleyecektir ve bu konuda ortaklaşa bir karar 1922 teklifinde Maliye Komisyonu kurulmasından vazgeçilmektedir. Fakat, İtilâf Devletleri'ne olan savaştan önceki borçların ve aşırı olmayan bir tazminatın ödenmesi konusundaki gerekli denetlemenin Türk hâkimiyeti ilkesi ile bağdaştırılmasına önceki Düyûn-ı Umumiye komisyonu olduğu gibi bırakılacak, yukarıda belirtilen iş için İtilâf Devletleri'nce bir tasfiye komisyonu Bu gibi bağlayıcı hükümlerin hepsi kaldırılmıştır. 11. İKTİSADÎ HÜKÜMLERSévres'de Kapitülasyonlardan yararlanma hakkı savaştan önce bunlardan yararlanan İtilâf Devletleri uyruklularına geri verilecek; bu hak, bunlardan daha önce yararlanmamış olan Yunanistan, Ermenistan devletler uyruklarına da tanınacaktır.Bu haklar arasında, birçok vergiden muaf olma hakkının bulunduğu ve vatandaşlık bölümünde görüldüğü üzere, her Türk vatandaşının, İtilâf Devletleri'nden birinin vatandaşlığına girmesine engel olma hakkının bizden alındığı hesaba katılırsa, bu hükmün genişliği daha iyi anlaşılır.Gümrük tarifeleri için 1907 tarifesi % 8 yeniden yürürlüğe İtilâf Devletleri gemilerine en azından Türk gemilerine verdiği hakkı postalar yeniden 1921 teklifinde Bazı şartlara bağlı olarak yalnız yabancı postaların kaldırılmasının düşünüleceği söylendiğine göre, diğer hükümler olduğu gibi 1922 teklifinde İngiliz, Fransız, İtalyan, Japon ve Türk temsilcilerinden ve kapitülasyonlardan yararlanan öteki devletlerin uzmanlarından oluşan bir komisyon, barışın yürürlüğe girmesinden sonra geçecek üç ay içinde, İstanbul'da toplanıp kapitülasyon sisteminin değiştirilmesiyle ilgili teklifler teklifler, malî konularda, yabancı uyrukluların Türklerle eşit vergi vermesini sağlayacaktır. Bu tekliflerde, gümrük vergisinde gerekli görülecek değişikliklerin yapılmasına da yer Kapitülasyonların her türlüsü kökünden ve ebedî olarak BOĞAZLAR KOMİSYONUSévres'de Kendine has bayrağı, bütçesi ve polis kuvveti bulunacak olan bu komisyon, gemilerin boğazlardan geçmesi, fenerler, kılavuzluk işlerle uğraşacak ve daha önce Yüksek Sağlık Kurulu'nun 209 yaptığı görevlerle, kurtarma işleri artık bir komisyonun gözetimi altında ve onun vereceği talimat çerçevesinde yerine getirilecek ve komisyon, Boğazlar'ın serbestliğini tehlikede sayınca İtilâf Devletleri'ne Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya'nın temsilcileri ikişer oya sahip istediği zaman, Rusya da Milletler Cemiyeti'ne girdiği andan başlayarak bu komisyona üyeleri, diplomatik dokunulmazlıktan yararlanacaklardır. Komisyona sırayla ve ikişer yıl süreyle, ikişer oya sahip devletlerin temsilcileri başkanlık 1921 teklifinde Türk temsilcisi de iki oya sahip olacak ve Boğazlar Komisyonu'na başkanlık 1922 teklifinde Aynı şekilde, Türk temsilcisi komisyona başkanlık edecektir. Boğazlarla ilgili bütün devletler komisyonda temsil Komisyonun başkanlığı bize verilmiştir. Komisyonun görevi, gemilerin Boğazlar'dan geçişinin Boğazlar Sözleşmesi hükümlerine uygunluğunu sağlamaktan ibarettir. Komisyon her yıl Milletler Cemiyeti'ne rapor bu anlaşmayla, İstanbul'daki Milletlerarası Sağlık Kurulu 210 kaldırılarak, sağlık işleri Türk hükûmetine Efendiler, Lozan Barış Antlaşması'ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sévres Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!204 Accord Genel Meclis-i Âli-i Beynelmilel Sıhhiye Meclisi.
mondros ateşkes anlaşmasından sonra yapılan işgalleri gösteren harita