🎎 Meryem Suresi 98 Ayet Meali

97 ayet: Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için. 98. ayet: Biz, onlardan önce nice insan nesillerini yıkıma uğrattık; (şimdiyse) onlardan hiçbirini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun? 98. Kim de Allah’a, meleklerine, resûllerine, Cibril’e ve Mikail’e düşmanlık ederse şüphesiz ki Allah, kâfirlerin düşmanıdır. (2/Bakara, 98) Yahudiler, Cibril’in (as) savaş meleği olduğunu öne sürerek Peygamber’e (sav) gelen vahyi kabul etmediklerini söylediler. Allah (cc) onları Allah’ın, meleklerin ve AyetMealleri. MERYEM SURESİ 1. Ayeti Ali Ünal Meali. MERYEM SURESİ 1. Ayeti Ali Ünal Meali. Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. 19MERYEM SURESİ-98. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kem ehleknâ kablehum min karnin, hel tuhıssu minhum min ehadin ev tesmeu lehum rikzâ(rikzen). Onlardan önce nice toplumları helak ettik, şimdi bunlardan hiçbirini görüyor, yahut derinden bir iniltileri olsun işitiyor musun? MeryemSuresi Türkçe Meali, Meryem Suresi'nin yazılışı okunuşu ve anlamı, Meryem Suresi sesli dinle Meryem Suresi, 98. Ayet Meali; Meallerde Meryem Suresi. 19MERYEM SURESİ-48. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve a’tezilukum ve mâ ted’ûne min dûnillâhi ve ed’û rabbî, asâ ellâ ekûne bi duâi rabbî şakıyyâ (şakıyyen). Sizleri, Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız putlarla başbaşa bırakarak bir yana çekiliyor ve Allah'a yalvarıyorum. 2 (Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır. 3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti: 4. Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım. 5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan MVKE. ❬ Önceki وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًۢا Ve kem ehleknâ kablehum min karnkarnin, hel tuhıssu minhum min ehadin ev tesmeu lehum rikzârikzen. Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun? Türkçesi Kökü Arapçası ve nicesini وَكَمْ helak ettik ه ل ك أَهْلَكْنَا onlardan önce ق ب ل قَبْلَهُمْ مِنْ nesillerden ق ر ن قَرْنٍ -musun? هَلْ hissediyor- ح س س تُحِسُّ onlardan مِنْهُمْ hiç مِنْ birini ا ح د أَحَدٍ yahut أَوْ işitiyor musun? س م ع تَسْمَعُ onların لَهُمْ cılız bir sesini ر ك ز رِكْزًا Diyanet İşleri Başkanlığı Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun? Diyanet Vakfı Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden bir varlık emâresi hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun? Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Bir de onlardan önce nice kuşakları helak ettik. Hiç onlardan birini hissediyor musun veya onların gizli bir seslerini işitiyor musun? Elmalılı Hamdi Yazır Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Şimdi onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun? Ali Fikri Yavuz Hem onlardan ey Rasûlüm, senin kavminden önce nice asırlar halkını helâk ettik. Hiç onlardan birini hissedip görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun? Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Hem onlardan evvel nice karn helâk ettik, hiç onlardan birini hissediyor musun, yâhud gizli bir seslerini işitiyor musun? Fizilal-il Kuran Biz bu inatçılardan önce nice kuşakları yokettik. Şimdi onların hiçbirini ortalıkta görüyor musun, yada onlardan kaynaklanan en zayıf bir ses kulağına geliyor mu? Hasan Basri Çantay Biz onlardan evvel nice asırlar halkını helak etdik. Şimdi bunlardan hiç birini hissediyor görüyor, yahud gizli bir sesini bile işidiyor musun? İbni Kesir Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiç bir varlık emaresi hissediyor veya bir ses işitiyor musun? Ömer Nasuhi Bilmen Ve onlardan evvel nice kavimleri helâk ettik. Hiç onlardan bir şahsı görüyor musun? Veya onlar için bir gizli ses işitiyor musun? Tefhim-ul Kuran Biz, onlardan önce nice insan kuşaklarını yıkıma uğrattık; şimdiyse onlardan hiç birini hissediyor ya da onların fısıltılarını duyuyor musun? Warning includeturkce/bil/ Failed to open stream No such file or directory in C\inetpub\vhosts\ on line 27 Warning include Failed opening 'turkce/bil/ for inclusion include_path='.;.\includes;.\pear' in C\inetpub\vhosts\ on line 27 ❬ Önceki وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًۢا Tefhim-ul Kuran Biz, onlardan önce nice insan kuşaklarını yıkıma uğrattık; şimdiyse onlardan hiç birini hissediyor ya da onların fısıltılarını duyuyor musun? Meallere göre Meryem Suresi 98. Ayet Tüm Mealler Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Meryem 98 Diyanet İşleri Başkanlığı Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Meryem 98 Ali Fikri Yavuz Meryem 98 Diyanet Vakfi Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Sade Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Sade 2 Meryem 98 Fizilal-il Kuran Meryem 98 Hasan Basri Çantay Meryem 98 İbni Kesir Meryem 98 Ömer Nasuhi Bilmen Meryem 98 Tefhim-ul Kuran Meryem 98 Kuran Yolu Meryem 98 ❬ Önceki وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًۢا İbni Kesir Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiç bir varlık emaresi hissediyor veya bir ses işitiyor musun? Meallere göre Meryem Suresi 98. Ayet Tüm Mealler Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Meryem 98 Diyanet İşleri Başkanlığı Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Meryem 98 Ali Fikri Yavuz Meryem 98 Diyanet Vakfi Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Sade Meryem 98 Elmalılı Hamdi Yazır Sade 2 Meryem 98 Fizilal-il Kuran Meryem 98 Hasan Basri Çantay Meryem 98 İbni Kesir Meryem 98 Ömer Nasuhi Bilmen Meryem 98 Tefhim-ul Kuran Meryem 98 Kuran Yolu Meryem 98 Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vekem ehleknâ kablehum min karnin hel tuhissu minhum min ehadin ev tesme’u lehum rikzânOnlardan önce nice ümmetleri helak ettik. Onlardan bir kişiyi bile duyuyor musun, yahut bir tanesinin olsun, sesini işitiyor musun? Biz onlardan önce nice insan-nesillerini yıkıma uğrattık; şimdi artık onlardan hiçbirinin varlığını hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun? İşte bunlar gibi, şimdiki inkârcı, isyancı ve münafık topluluklar da yakında helak olup yıkıma uğrayacak ve cezalarını çekeceklerdir.Onlardan önce nice toplumları helak ettik, şimdi bunlardan hiçbirini görüyor, yahut derinden bir iniltileri olsun işitiyor musun?Biz, peygamberleri yalanlamaları sebebiyle onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Bunları da helâk etmeye gücümüz ye-ter. Sen, onların herhangi birinden, bir varlık emaresi hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Şimdi onlardan birini hissediyor veya bir fısıltılarını duyuyor musun?Biz, onlardan önce nice insannesillerini yıkıma uğrattık; şimdiyse onlardan hiç birini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun?Hem onlardan ey Rasûlüm, senin kavminden önce nice asırlar halkını helâk ettik. Hiç onlardan birini hissedip görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun?Onlardan önce nice çağları helak ettik. Onlardan kimseyi hissediyor musun? Veya cılız da olsa, onlardan bir ses işitiyor musun?Çünkü onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi sen, onlardan herhangi birinden bir varlık işareti hissedebiliyor veya onlara ait cılız bir ses işitebiliyor musun?[313][313] Meryem sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XII, önce, nice nice, nesilleri yokettik, onlardan kimseyi tanır mısın sen? Ya da ünlerini işitir misin?Biz bu inatçılardan önce nice kuşakları yok ettik. Şimdi onların hiçbirini ortalıkta görüyor ya da onlardan gelen en küçük bir ses duyuyor musun?Bkz. 2/1 kadar kuvvetleri mahv itdik ânlardan bâkî kalmış bir tek âdem bulabilür misin? Hiç birinin küçük bir seslerini duydun mı?Onlardan önce nice nesilleri yok ettik, şimdi onlardan hiçbirini duyuyor veya bir ses işitiyor musun?*Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun?Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden bir varlık emâresi hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?Onlardan önce nice toplumları yok ettik hiçbirini algılıyor musun, ya da fısıltılarını işitiyor musun?Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Şimdi onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun?Hem onlardan evvel nice karn helâk ettik, hiç onlardan birini hissediyor musun, yâhud gizli bir seslerini işitiyor musun?Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Onlardan herhangi birilerinin varlığını hissediyor musun? Veya onlardan en küçük bir ses duyabiliyor musun?Biz onlardan evvel nice asırlar halkını helak etdik. Şimdi bunlardan hiç birini hissediyor görüyor, yahud gizli bir sesini bile işidiyor musun?Biz onlardan önce de nice nesilleri helâk ettik. Şimdi kendilerinden hiçbir kimseyi hissediyor veya onların hafif bir sesini olsun işitiyor musun?Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan birisinin varlığını hissedebiliyor veya onlardan fısıltı da olsa bir ses işitebiliyor musun?Biz onlardan önce nice soyları yok ettik. Şimdi sen onlardan hiçbirini görmüyor musun, onlardan hiçbirinin sesini işitmiyor musun?Onlardan evvel nice insan tabakalarını helak eyledik. Onlardan hiçbirini görmüyor musun? Veya hiçbir fısıltı duyuyor musun?Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlardan şimdi hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun?Biz, onlardan önce nice kuşakları yıkıma uğrattık; şimdi onlardan hiç birini hissediyor veya onlara ait en küçük bir ses işitiyor musun?Biz, onlardan önce gelip geçen nice günahkâr toplulukları helâk ettik; şimdi onlardan geriye kalan bir tek kişi görebiliyor, yâhut onlara ait bir fısıltı, bir ses duyabiliyor musun?Onlardan önce nice kuşakları helâk ettik. Onlardan hiçbir kimseden bir şey algılıyor musun? Yahut onlar için bir kazı işitiyor musun?Biz daha önce nice nesilleri yerle bir ettik. Sen şimdi onlardan birini görebiliyor ya da en ufak bir ses duyabiliyor musun?Biz onlardan önce nice nesiller yok ettik. Şimdi onlardan hangisini duyuyorsun? Yahut onların gizli sesini işitiyor musun? Onlar arkalarında viran harabeler bırakarak geçmişin karanlıklarında kaybolup gittiler. Şimdi sanki yaşamamışlar gibiler. Onları yok ederken ne malları, ne mevkileri, ne makamları, ne de evlatları elimizden kurtarabildi. Onlar diriliş günü acı bir gerçeğe önce nice nesilleri helak etmiştik. Sen onlardan herhangi birinden bir şey hissediyor veya onlara ait cılız bir ses bile duyabiliyor musun! [*]Bu ayet Fâtır 3522. ayetle birlikte okunmalıdır.Ve Bizim, onlardan önce helâk ettiğimiz nesillerin herhangi birinden şimdi bir varlık hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?çünkü, onlardan önce gelip geçen nice kuşakları ⁸² yok ettik; [şimdi] onlardan herhangi birinin varlığını hissediyor ya da, alçak sesle de olsa hiç onlardan söz edildiğini duyuyor musun?82 Yani, uygarlığı. 74. ayetteki benzer cümlede karn teriminin yüklendiği biz onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi sen onlardan herhangi birisinin varlığını hissediyor veya sesini sedasını işitiyor musun? 11/120, 12/111, 14/44-45, 20/128, 32/26, 37/108...129Zira Biz onlardan önce nice uygarlıkları helâk etmişizdir sen onlardan herhangi birinin varlığını hissediyor, ya da onların ardından bir tek çıtırtı olsun duyabiliyor musun?[²⁵⁴³][2543] Zımnen Allah’tan kopan her uygarlık, kendi yok oluş fermanını onlardan evvel nice kavimleri helâk ettik. Hiç onlardan bir şahsı görüyor musun? Veya onlar için bir gizli ses işitiyor musun?Hem Biz onlardan önce nice nesiller imha ettik! Onlardan hissedip gördüğün yahut sesini işittiğin bir tek kişi bile var mıdır? Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Şimdi onlardan hiçbirini duyuyor musun, yahut onların gizli bir sesini işitiyor musun?Biz, onlardan müşrikîn-i Mekke'den evvel ne kadar karnlar helâk iyledik. Onlardan hiç birini görir veyâ seslerini işidir misiniz?Onlardan önce nice nesilleri etkisizleştirdik. Şimdi onlardan birini hissedebiliyor veya onların bir kıpırdamasını işitiyor musun?Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Hiç onlardan bir varlık emaresi hissediyor veya bir fısıltı işitiyor musun?Onlardan önce de Biz nice nesiller helâk ettik. Şimdi onlardan, gördüğün, yahut fısıltısını işittiğin birileri var mı?Biz onlardan önce de nice kuşakları helâk ettik. Onlardan herhangi birini hissediyor musun, yahut onların bir iniltisini duyuyor musun?daħı niçe helāk eyledük anlardan ilerü bir zamāna ķavumlarından. hįç bilür misin bunlardan kimseyi yā işidürmişin bunlaruñ ünini?Niçe ḳavmi helāk eyledük anlardan burun geçmiş zamānda. Hīç görürmisin anlaruñ hīç birisin yā işidür misin anlaruñ āvāzını? Biz onlardan əvvəl neçə-neçə nəsilləri məhv etdik. İndi heç onlardan birini görür, yaxud onlardan bir səs-səmir eşidirsənmi? Bu müşrikləri də onlar kimi məhv edib kökünü kəsəcəyik.And how many a generation before them have We destroyed! Canst thou Muhammad see a single man of them, or hear from them the slightest sound?But how many countless generations before them2533 have We destroyed? Canst thou find a single one of them now or hear so much as a whisper of them?2533 Cf. 1974, from which this sentence is brought up as a reminiscence, showing the progress of sin, the Guidance which Allah gives to the good, the... Devamı.. Meryem Süresi 38. Ayet Tefsiri اَسْمِعْ بِهِمْ وَاَبْصِرْۙ يَوْمَ يَأْتُونَنَاۚ لٰكِنِ الظَّالِمُونَ الْيَوْمَ ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ ﴿٣٨﴾ وَاَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ اِذْ قُضِيَ الْاَمْرُۚ وَهُمْ ف۪ي غَفْلَةٍ وَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿٣٩﴾ اِنَّا نَحْنُ نَرِثُ الْاَرْضَ وَمَنْ عَلَيْهَا وَاِلَيْنَا يُرْجَعُونَ۟ ﴿٤٠﴾ 38 Onlar, huzurumuza çıkacakları o gün öyle güzel işitecek, öyle güzel görecekler ki! Gerçeği çok iyi anlayacaklarsa da bunun bir faydası olmayacaktır. Ne var ki, zâlimler bu gün apaçık bir sapıklık içinde diretiyorlar. 39 Rasûlüm! Onları, artık her işin hükme bağlanıp bitirilmiş olacağı o onulmaz pişmanlık günüyle korkut. Çünkü onlar, hâlâ bundan büyük bir gaflet içerisindeler ve hâlâ o güne inanmıyorlar. 40 Hiç şüphesiz, yeryüzüne ve orada bulunan herkese sonunda biz, elbette biz vâris olacağız. Onların hepsi neticede bizim huzurumuza getirileceklerdir. TEFSİR Onlar, Allah’ın huzuruna çıkacakları o gün her şeyi çok iyi işitecekler, çok iyi görecekler. Allah’ın haber verdiği gerçekleri bütün açıklığıyla görüp anlayacaklar. Fakat bu, onlara bir fayda sağlamayacaktır. Hakkın yerine bâtılı, doğrunun yerine yanlışı koymaya çalışmakla zâlim olanlar, dünyada apaçık bir sapıklık içinde bulunmaktadırlar. Ancak fırsat eldeyken kendilerini bu sapıklıktan kurtarmalıdırlar. Bu sebeple, her türlü işin karara bağlanıp bitirilmiş olacağı, bir daha geri dönüş imkânının bulunmayacağı o “Onulmaz Pişmanlık Günü”nün dehşetiyle onları korkut da intibâha gelsinler; içinde bulundukları derin gafletten uyansınlar, imansızlıktan kurtulup hidâyete erişsinler. Zira o gün öyle bir gündür ki, günahkâr günahına, iyilik sahipleri iyiliklerinin azlığına pişman olacaklardır. Nitekim Resûlullah biz ümmetini gaflet uykusundan uyandırmak için“–Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur” buyurmuştu.“–O pişmanlık nedir yâ Resûlallah?” diye soruldu. Efendimiz“–Ölen, iyilik ve ihsan sahibi, sâlih bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artıramamış olduğuna; şâyet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini ıslah etmediğine pişman olacaktır” cevâbını verdi. Tirmizî, Zühd 59/2403Cenâb-ı Hak bu hususta kullarını şöyle îkâz buyurur“Ey iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan sizi alıkoymasın. Böyle yapanlar, en büyük zarara uğrayanların tâ kendileridir. Sizden birine ölüm gelip de Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka verip iyi kullardan olsaydım!» diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. İyi bilin ki Allah, eceli geldiğinde hiç kimsenin ölümünü bir an geri bırakmaz. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkiyle haberdardır.” Münafıkûn 63/9-11Şu da bir gerçek ki, bu dünyada kimse bâki kalmayacak, buraya her konan mutlaka göçecek, herkes kesinlikle Allah’a dönecektir. Hem yeryüzüne hem de orada bulunan herkese sadece ve sadece Ebedî, Ezelî ve Bâki sıfatlarının tek sahibi Allah Teâlâ vâris olacaktır!Şâir, şu sade beytiyle bu mânayı ne güzel hülâsa eder“Gelir bir bir, gider bir bir, kalır Bir,Giden gelmez, gelen bilmez acep sirr.”Şimdi ise hem Allah’a kullukta, hem de Allah’a davette mü’minlere yol gösterecek model bir şahsiyet olarak Hz. İbrâhim’in kıssası anlatılır Kaynak Ömer Çelik Tefsiri

meryem suresi 98 ayet meali