♠️ Bir Annenin Asker Oğluna Duası

Hanibir görünsen OĞLUNA..! Ne de olsa babasısın, seni dinler. Bu odada oturur, vallahi hiç dışarı çıkmam. Akide şekeri de istemem. MASALDA anlatmam artık çocuklara. Ne olur, AYIRMASINLAR beni bu evden. Yaşayamam, nefes bile alamam. Sana ait anılardan uzak ne yaparım ben, ne yaparım..? Asker baba buraya geldiğinde annenin öldüğünü yavrusunun ise hâlâ annesinin memesinden süt emdiğini görür. Eski Türk halk inanç sisteminde Umay Ana kültü, yavrular ve hamile annelere yardım eden bir dişi ruh olarak bilinir. Askeroğlu öldükten sonra Joe Biden’ı eleştiren annenin hesabı askıya alındı admin tarafından Joe Biden'ın, tahliye sürecindeki siyasetleri tenkitleri beraberinde getirirken, bu kez ölen ABD'li askerin annesinin açıklamaları tartışmanın Birannenin feryadı 214. Bin nasihatten, bir musibet. evladır! 219. Kıymetli inci 223. Binmişiz bir alamete, Gidişimiz kıyamete 228. Büyükler çok büyük 232. Emanete hıyanet 240. Huzurlu bir yuva için 247. Kurtulmak için! 253. Kârlı bir alış veriş 259. Bir hanımın gerçek hayat. hikâyesi267. Bir abone hatırası 277 Birannenin bir kızı, Dul kişiye düşer mi? Arpalık dize kadar, Gel yârim bize kadar. Sana çorap öreyim, Topuktan dize kadar. Şu dereler olmasa. Mor çiçekler solmasa. Ölüm Allah’ın emri. Ah ayrılık olmasa . Garibim bu gülşende. Baykuşlar ötüşende. Gariplik ne çetinmiş. Baş yastığa düşende . İnce iğnede sarı iplik Bir baba yüz evlada bakar da, yüz evlat bir babaya bakamaz. Gabriele D'annunzio Bir babanın çocukların yapabileceği en büyük iyilik onların annelerini sevmektir. T. Hesburgh Bir babanın oğluna karşı öfkesi, evladın babasına duyduğu sevgiden daha tatlıdır. M. Montherland Bir çığlık bir çığ meydana getirir. Soljenıtsın Lokman Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 31. suresidir ve 34 ayetten oluşmaktadır. Sure adını, 12. ve 13. ayetler içerisinde geçen Lokman Hekim'den almıştır. Mekke döneminde indirilen bu surede, Lokman Hekim'in oğluna verdiği nasihatlerden bahsedilmektedir. Lokman Suresi Saffat Suresi’nden sonra ve Sebe Suresi’nden önce pQ8AEfY. Saygı ÖZTÜRK / ANKARAOluşturulma Tarihi Nisan 11, 2006 0000Şehit Yarbay Alim Yılmaz’ın cenazesi, dün Ankara’da devletin ve halkın buluştuğu kalabalık bir törenle kaldırıldı. Metanetini koruyan ve uzun süre eşinin yanında morgda oturan Firdevs Yılmaz, "Aslan gibi çocuklarım var. İki asker daha yetiştiriyorum" Elazığ’da yola döşediği mayının patlaması sonucu şehit olan Yarbay Alim Yılmaz’ın cenazesi, dün Ankara’da Kocatepe Camii’nde devletin ve halkın buluştuğu kalabalık bir törenle kaldırılarak, Cebeci Askeri Şehitliği’nde toprağa verildi. Cenaze boyunca metanetini koruyan, 2 çocuğuyla birlikte başsağlığı dileğinde bulunan askerlere "Vatan sağolsun, sizler sağolun" diyen şehit eşi Firdevs Yılmaz törenden önce eşinin yüzünü son kez görmek istedi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi morgunda, eşinin yanından uzun süre ayrılmayan Firdevs Hanım, "PKK’lılara, hainlere ağladığımı göstermeyeceğim. Onları sevindirmeyeceğim. Askerimi toprağa veriyorum" diye konuştu. Doğu’da doğan çocuklarına Doğukan, Batı’da doğana Batıkan adını verdiklerini belirten Firdevs Yılmaz şunları söyledi "Yanımda aslan gibi çocuklarım var. İki asker yetiştiriyorum. Eşimin yöre insanıyla çok yakın dostlukları vardı. Bölünmez Türk topraklarında çocuklarının iyi okullarda okumasını arzu ediyordu. Şehit eşi olarakoğullarımı babalarına layık birer evlat olarak yetiştireceğim. Onlar da babalarının idealleri doğrultusunda iyi birer asker olacak" Şehit babanın ardındanŞEHİT Yarbay Yılmaz’ın Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazında gözyaşı ve hüzün vardı. Yılmaz’ın büyük oğlu Doğukan tören boyunca büyük bir Türk bayrağını elinden bırakmadı. Doğukan, babasını son yolculuğuna götüren askeri aracın arkasından elinde Türk bayrağıyla yürüyerek törene katılanları gözyaşlarına bayrağa sahip çıkınELAZIĞ’da şehit olan Er Sinan Gümüştaş, dün Selimiye Kışlası’ndaki askeri törenin ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Boynunda kardeşinin asker künyesiyle, tabut başında sancak tutan, şehit erin ablası Sinem Gümüştaş, "Bu nasıl devlet? Teröristleri öldüremiyor mu? Saracağım bombaları üzerime ben öldüreceğim onları. Kardeşim bu bayrak için öldü. Bu bayrağa sahip çıkın" diye ağladı. Oğluna "Paşam" diye seslenen Aynur Gümüştaş ise "Vizontele’deki gibi, öldüğünü internetten kendim okudum" dedi. Oğlumun ölümünü rüyamda gördümANNE Ümmü Yılmaz olay günü sabaha karşı rüyasında oğlu Yarbay Alim Yılmaz’ın ölümünü gördüğünü Yılmaz, "Çocuklarımın en büyüğü Alim’di. O bir tanemdi, yiğidim, aslanımdı" diyerek, rüyasını da şöyle anlattı "Sabaha karşı korkunç bir rüya gördüm. Büyük bir patlama oldu. Oğlumun yüzü boynuna kadar yandı. Oğlum ’anne’ diye bağırdı. Ben de ’korkma oğlum, yanındayım’ diye sarılmak istedim. Önce yüzü kayboldu, sonra vücudu. Ben ’Alim, oğlum’ diye bağırıp onu arıyordum. Korkuyla uyandım. Dilim-damağım kurumuştu. Kalkıp onun için dualar ettim." Aksaray’da devriye atan jandarma ekiplerini durdurarak 90 gündür asker oğluyla görüşemediğini ve görüşmek istediğini söyleyen annenin isteği geri çevrilmedi. Jandarma personeli telefonla görüntülü aradığı askeri annesiyle buluşturdu. Aksaray'ın Güzelyurt ilçesine bağlı Selime beldesinde devriye gezen İl Jandarma Komutanlığı ekiplerini gören Olcay Ovat, ekipleri durdurarak Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığında askerliğini yapan oğluyla 90 gündür görüşme yapamadığını söyledi. Oğlunu çok özlediğini belirterek Devriye Komutanı Jandarma Astsubay Çavuş İsmigül Çakmak'tan oğlu Yasin Ovat ile görüşmek için yardım isteyen anne Olcay Ovat çok kısa da olsa bir görüşme sağlanmasını istedi. Gözü yaşlı annenin isteğini geri çevirmeyen Devriye Komutanı Jandarma Astsubay Çavuş İsmigül Çakmak Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı ile irtibata geçerek Yasin Ovat'a ulaştı. Cep telefonundan görüntülü görüşme yapan Jandarma Astsubay Çavuş İsmigül Çakmak Yasin'e bir sürprizi olduğunu belirterek, telefonu annesine verdi. Telefonu alan anne Olcay Ovat 90 gündür görüşemediği oğluyla gözyaşları içinde hasret giderdi. Anne oğulun karşılıklı ağlayarak yaptığı telefon görüşmesi herkesi duygulandırdı. Oğluna kendisine nasıl ulaştığını anlatan anne Ovat, oğluyla hasret giderdikten sonra baba İsmail Ovat da oğluyla görüştü. Baba Ovat, "Sizler var oldukça bizler burada rahat uyuyacağız oğlum Rabbim esirgesin, dualarımız sizinle, bütün Mehmetçiklerimizle" diye konuştu. "JANDARMA GÖREVLİLERİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM" Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu ise, jandarma ekiplerine davranışlarından dolayı teşekkür ederek, "Jandarma ekiplerimiz Selime'de devriye atarken bir annemiz jandarma ekiplerimizi durduruyor. Uzun zamandır askerde olan çocuğu ile görüşemediğini söylüyor. Arkadaşlarımız da çok incelik gösteriyorlar. Annemiz ile asker çocuğunu görüştürüyorlar. Tabi orada çok duygusal sahneler yaşandı. Ben bu hassasiyetlerinden dolayı jandarma görevlilerine çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir sinerji oluşmuş orada. Vatandaşın derdiyle dertlenen, hiçbir zaman ötekileştirmeyen, derdine ortak olan arkadaşlarımızın sayısı artsın inşallah. Böyle olursa biz toplum olarak daha güçlü oluruz. İnşallah tez zamanda asker kardeşimiz de görevini bitirip annesine kavuşur" dedi. Diyarbakır'da Ayşegül ve Rauf Biçer çifti, terör örgütü PKK tarafından 4 yıl önce 16 yaşındayken kaçırılan oğlu Mustafa için 3 Eylül 2019'da HDP il binası önündeki evlat nöbetine katıldı. Biçer çiftinin eylemi sürerken, oğulları Mustafa, terör örgütü PKK'nın barınma alanlarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Biçer ailesi çocuklarıyla buluştu. Anne Ayşegül Biçer, oğlunu askere göndermenin tarifi olmadığını belirterek, “Şu an benim için en mutlu gün evladımı asker etmek. Vatanına, milletine, bayrağına hayırlı bir evlat yetiştirmek. Benim ilk günden beri hayalimdi. Lanet olası terör örgütü çocuğumu benden kopararak aldı. Ben de ant içmiştim. PKK’dan söke söke alacağım evladımı demiştim. Aldım ve şimdi de asker edeceğim Allah izin verirse. Devletimiz daim var olsun. Devletimizin gücü kuvveti daim olsun. O gururla, şerefle çocuğumu yolcu edeceğim. Vatanına, toprağına nöbete göndereceğim. Bütün evlatlar, buradan çağrı yapıyoruz. Gelin dağdan inin vatanınıza, bayrağınıza nöbet tutun. Amerika’ya, İsrail’e uşaklık yapmayın. Bakın ben çok gururluyum. Çünkü evladımı hem dağdan indirdim hem asker etmek çok büyük bir gurur benim için” dedi.ÇOCUKLARIMIZI PKK’YA KURBAN VERMEYELİM’Devletin sahip çıkmasıyla evlatlarını teker teker dağdan indirdiklerini kaydeden Biçer, şunları söyledi“Buradan da diyorum ki; anneler isterse evlatlarını kazanabilir. Tüm anne ve babalara çağrımdır. Gelin birleşelim evlatlarınızı dağdan indirelim. Benim mücadelem bitmedi. Sonuna kadar, anneler evlatlarına kavuşuncaya kadar. Çünkü o çadırın altında sadece evlat nöbeti değil. Vatanına, bayrağına, birlik beraberliğine sahip çıkma günüdür. Gelin hepimiz birleşelim evlatlarınızı indirelim dağdan. Yeter artık çocuklarımızı PKK’ya kurban vermeyelim. Çocuklarımızın bir ölümü varsa vatanı, toprağı için olsun. Terör örgütüne uşaklık yaparak değil. Amerika, İsrail’e uşaklık yaparak değil. Rabbim tüm anne ve babalara nasip etsin. Anneler, babalar kazanacak. Başka yolu yok. Evlatlarımızı 40, 43 yıldır PKK’ya kurban vermekten bıktık. Kürt halkı PKK’ya başkaldırdı. Siyasi kolu HDP’ye başkaldırdı. Kimse onları durduramaz artık. Eski Türkiye gitti çünkü yepyeni bir Türkiye var. Kimse onlara boyun eğmeyecek.”ASKERLİK YAPMAKTAN GURUR DUYUYORUM’PKK kamplarında 4 yıl kaldıktan sonra kaçıp ailesine kavuşan Mustafa Biçer, annesinin, Oğlum gelirse eline kına yakıp vatanına milletine asker edeceğim’ sözleri hatırlatarak, “4 yıla yakın bir süre zorla örgüte hizmet ettirildim. Zorla orada kaldık. Kaçamadık. Kaçma fırsatını bulduğum gibi kaçtım. İnşallah şimdi de vatani görevimi yerine getireceğim. Çok mutluyum. Böyle bir fırsat kimsenin eline geçmez” için hazırlandığını belirten Biçer, şunları söyledi “Çanakkale şehitlerimiz, Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi yan yana gelip bu vatanı savundular. Şimdi biz de askere gidip Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Çerkeziyle, Sünnisiyle bu vatanı savunacağız. Gerçekten çok mutluyum. Sabırsızlıkla da bekliyorum. Çok az bir süre kaldı. İnşallah askerliğimi yapıp geleceğim. Şu anda hazırlıklarımı yapıyorum. Çok mutlu bir duygu. Orada başka kişileri tanıyacağım. Bu vatanı savunması gerçekten çok farklı bir şey. Bunu da başka bir ülkede bulamayız. Ülkemizde öyle bir kardeşlik var ki hepimiz yan yana gelip askerlik yapıyorsak bununla gurur duymamız lazım. Onun için ben de çok büyük bir gurur duyuyorum.” Bozüyük'te ikamet eden asker annesi vatani görevini yapması için oğlunu Aydın'a uğurladı. En büyük hayali oğlunun yemin törenine katılabilmek olan asker annesi maddi durumları el vermediği için yemin törenine gidememenin üzüntüsünü yaşarken AK Parti Kadın Kolları bu duruma sessiz kalmadı. AK Parti Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyesi Kısmet Kolivar Sağlam'ın aldığı duyumlar sonrasında bu duruma bir el attı ve AK Parti Kollarını harekete geçirdi. Kısa süre içerisinde kendi aralarında para toplayarak asker ailesinin hayalini gerçekleştirmelerine yardımcı anne babasına kavuşmanın mutluluğunu birlikte yaşayalım diyerek bu yola öncülük eden Kısmet Kolivar Sağlam; "Durumunu iyi bildiğim bir ablamın oğlunu askere uğurladık. Ama Mehmetçiğimizin annesi oğlu için ne bir asker kınası yapabildi nede bir eğlence. Askerimiz bu süre zarfında hiç bir şey istememiş, tek isteği yemin töreninde yanında anne ve babasını görmek olduğunu söylemiş. Asker annemiz ile konuştuğum zaman onu öyle çaresiz gördüm ki oğluna ne gelemiyorum diyebilmiş nede gitmek için bir çare bulabilmiş. Bu tablo karşısında kimse sessiz kalamazdı. Bizde AK Parti Kadın Kolları olarak Mehmetçiğin anne babasına kavuşmanın mutluluğunu birlikte yaşayalım istedik ve kısa sürede yeterli miktarı topladık. Asker annemize parayı teslim ettik. Daha önce gidemeyeceği için ağlayan annenin gözlerinden bu defa sevinç gözyaşları aktı. Toplamamız gereken paranın fazlasını topladık. Buna vesile olan bütün AK Gönüllü dostalarıma canı gönülden teşekkür ediyorum" töreninden sonra düşüncelerini paylaşan asker annesi; "Maddi imkansızlıklarım nedeniyle asker oğlumun yemin törenine gidemeyecek iken, beni oğluma kavuşturan hiç tanımadığım bunca insanın göstermiş olduğu maddi manevi desteklerini hiç bir zaman unutmayacağım. Ben oğlumun yemin törenine gidebildiysem bu AK Parti Kadın Kolları sayesindedir. Başta aracı olan Kısmet Kolivar Sağlam'a, AK Parti Kadın Kollarına ve belediye çalışanlarına çok teşekkür ederim. Beni oğluma kavuşturan yürekleri merhamet dolu olan AK Parti teşkilatına minnettarım. Kısa sürede büyük çaba gösterdiler ve hayalimizin gerçekleşmesine vesile oldular. Yemin törenine gitmek benim için bir hayaldi, ama onlar bunu gerçekleştirdi. Allah hepsinden razı olsun" dedi. ziya gökalp'ın 1912'de balkan savaşı sırasında yazdığı şiir...elimde tüfenk, gönlümde iman,dileğim iki din ile vatan...ocağım ordu, büyüğüm sultan,sultan’a imdad eyle yarabbi!ömrünü müzdad eyle yarabbi!yolumuz gaza, sonu şehadet,dinimiz ister sıdk ile hizmet,anamız vatan, babamız millet,vatanı mamur eyle yarabbi! .milleti mesrur eyle yarabbi!sancağın tevhid, bayrağım hilal,birisi yeşil, ötekisi al,islam’a acı, düşmandan öc al,islam’ı abad eyle yarabbi!düşmanı berbad eyle yarabbi!cenk meydanında nice koç yiğiddin ile yurt için oldular şehidocağı tütsün,sönmesin ümidşehidi mahzun etme yarabbi!soyunu zebun etme yarabbi!kumandan,zabit ve saygı, düzgün eyle yarabbi!sancağı üstün eyle yarabbi! recep tayyip erdoğan'ın başını derde sokan şiir... şimdi bu şiirde nerede o minareler süngü kısmı, nerede o camiler kışlamız kısmı diyeceksiniz... açıklamaya çalışalımrecep tayyip erdoğan'ın okuduğu şiirin ilk dört dizesi minareler süngü, kubbeler miğfercamiler kışlamız, mü'minler askerbu ilahi ordu dinimi beklerallahu ekber, allahu ekber şeklindeydi... devamında da ziya gökalp'in asker duası isimli şiiri okumuştu, ancak son kıtasını nedense okumamıştı... daha sonra recep tayyip erdoğan açıklamalarında ziya gökalp'e ait olan bir şiir okuduğunu ve bu şiirin ayrımcılık yaratma amacı olmadığını, aksine ülkemizdeki her türlü düşünce yapısını bir potada eriten vatani bir şiir olduğunu savunmuştu...gelgelelim olaydaki karmaşık noktalara - ilk göze batan nokta ziya gökalp'in şiirinin yapısyla diğer ekli kısmın yapısının farklı olduğuydu... daha sonradan anlaşıldı ki ziya gökalp'e maledilen 4 mısralık kıtanın şairi aslında cevat örnek isimli başka bir şairdi ve şiire sonradan eklenmişti ...yine sonradan öğrendiğimize göre bütün bu kargaşaya, türk standartları enstitüsü'nün "türk ve türklük" adıyla çıkarttığı bir kitapta, örnek'in şiirini, gökalp'ın imzasıyla yayımlayan emekli vali ömer naci bozkurt yol açmıştı... peki recep tayyip erdoğan şiirsever birisi olarak bu ayrıntıyı nasıl olmuş da es geçmişti, işte bu noktada bazı soru işaretleri vardı...- bir başka ilginç nokta da recep tayyip erdoğan'ın şiirin tüm kıtalarını okuduğu halde son kıtasını okumamasıydı... bu konuyla ilgili yapılan yorumlarda bu kıtada orduya yapılan övgülerden dolayı bu kıtayı okumadığı yönündeydi ama doğal olarak gerçek neden hiçbir zaman bilinemedi...- ayrıca yazıldığı dönem itibariyle bu şiir aslen vatani bir nitelik taşımaktaydı -adından da anlaşılmakta zaten- , ancak sonradan eklenen kısım şiirin daha çok dini yönlerini gösterme amacıyla eklenmişti iddialara göre... bu konu hakkındaki yorumu da size bırakıyorum...not bu yazıdaki bilgiler murat bardakçı'nın 22 eylül 2002 tarihli hürriyet gazetesi'ndeki yazısı esas alınarak yazılmıştır... "o, lord ! thou knowest how busy i must be this day if i forget thee, do not thou forget me.""ey tanrım ! biliyorsun bu gün ne kadar meşgul olacağım. eğer ben seni unutursam, sen beni unutma."kraliyet piyadeleri tümgenerali sir jacob astley, edgehill muharebesi, 23 ekim 1642* ziya gökalp'in 1912 yılında gerçekleşen balkan savaşı sırasında türk askerleri için yazdığı şiirdir. maksat kötü yönetilen askerleri milliyetçilik duygusuyla gaza metni şu şekildedir "elimde tüfenk, gönlümde iman, dileğim iki din ile vatan... ocağım ordu, büyüğüm sultan, sultan’a imdad eyle yarabbi! ömrünü müzdad eyle yarabbi! yolumuz gaza, sonu şehadet, dinimiz ister sıdk ile hizmet, anamız vatan, babamız millet, vatanı mamur eyle yarabbi! milleti mesrur eyle yarabbi! sancağın tevhid, bayrağım hilal, birisi yeşil, ötekisi al, islam’a acı, düşmandan öc al, islam’ı abad eyle yarabbi! düşmanı berbad eyle yarabbi! cenk meydanında nice koç yiğid din ile yurt için oldular şehid ocağı tütsün,sönmesin ümid şehidi mahzun etme yarabbi! soyunu zebun etme yarabbi! kumandan,zabit babalarımız. kavuş,onbaşı,ağalarımız, sıra ve saygı,yasalarımız. orduyu düzgün eyle yarabbi! sancağı üstün eyle yarabbi!" asrımızın büyük şairi recep tayyip erdoğan ise şiiri kendine göre yorumlamıştır. ünlü ozan ilk ve son kıtaları okumak yerine şunu okumayı yeğler "minareler süngü, kubbeler miğfer camiler kışlamız, mü'minler asker bu ilahi ordu dinimi bekler allahu ekber, allahu ekber" sonrası malum.. her türlü faaliyette önce emniyet sonra harekettanrımıza hamd olsunmilletimiz var olsunkomutana dikkkat!komutana dönülür- afiyet olsun asker!- saoooooooolbkz askerlikte yapılan yemek duası yolumuz gaza, sonu şehadet,dinimiz ister sıdk ile hizmet,anamız vatan, babamız millet,vatanı mamur eyle yarabbi! .milleti mesrur eyle yarabbi! ziya gökalp'in 1912 yılında balkan savaşı’ndaki türk askerler için yazdığı “asker duası” adlı şiirinden olduğu iddia edilen meşhur dizeler aslında mehmet cevat örnek'e aittir. cevat örnek, bahse konu dizeleri içeren ilahi ordu isimli şiirine “7 dağın çiçeği” ve “gülden dikenden” adlı kitaplarında yer içeriği ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

bir annenin asker oğluna duası